Toplum hayatında her zaman var olmuş ve var olmaya devam edecek bireyler arasında üstün yetenekli kişiler özel bir yere sahiptir. Bu bireyler, genel popülasyonun yalnızca %0.02’lik bir dilimini oluştursalar da, topluma olan etkileri açısından oldukça geniş bir etki alanına sahiptirler.
Tarih boyunca yaptıkları çalışmalarla insanlık tarihini şekillendiren bu bireyler, bulundukları dönemlerde genellikle anlaşılamamış, hatta dışlanmışlardır. Örneğin, Mustafa Kemal Atatürk, Fatih Sultan Mehmet, Albert Einstein, Alexander Fleming, Galileo ve Graham Bell gibi isimler, yaşadıkları dönemde tam anlamıyla anlaşılamamış olsalar da, dünya tarihinin akışını değiştiren bireyler arasında yer almışlardır.
Üstün yetenekli bireylerin erken yaşlarda tespit edilmesi ve bu bireylere yönelik özel eğitim-öğretim yöntemlerinin geliştirilmesi büyük bir öneme sahiptir. Ancak, zihinsel zekaları (IQ) yüksek olan bu bireylerin duygusal zekalarının (EQ) ve sosyal zekalarının (SQ) aynı düzeyde olup olmadığı sorusu akla gelmektedir. Tercan (2018) bu konuda yaptığı çalışmada, üstün yetenekli erkek çocukların duygusal zekalarının, kız çocuklarına kıyasla daha düşük olduğunu tespit etmiştir. Ayrıca, üstün yetenekli bireylerin sosyal, duygusal ve psikolojik yükümlülüklerinin erken yaşlarda fark edilerek gerekli önlemlerin alınması gerektiğini vurgulamıştır. Bu durum, bireyin üstün yeteneklere sahip olmasının, duygusal zeka düzeyinin de yüksek olduğu anlamına gelmediğini göstermektedir. Duygusal zeka ile ilgili sevgi, empati, etik değerler ve fedakârlık gibi kavramların, aile, okul ve çevre iş birliği ile zaman içinde geliştirilebileceği ifade edilmektedir.
Sosyal ve duygusal zeka ile desteklenmeyen zihinsel zekanın birey ve toplum hayatı için bir tehdit oluşturabileceği yorumu yapılabilir. Aksi takdirde, işini çok iyi yapabilecek zihinsel yeteneklere sahip olan ancak etik değerlerden yoksun bireyler, toplum hayatında ciddi sorunlara yol açabilir. Örneğin, mühendislikte etik dışı kararlar alan bireyler, sağlık sektöründe maddi kazanç uğruna insan hayatını tehlikeye atan doktorlar veya eğitim süreçlerinde ayrımcılık yapan öğretmenler yetişebilir. Bu nedenle, üstün yetenekli bireylerin yalnızca zihinsel zekalarına odaklanmak yerine, sosyal ve duygusal zekalarının da geliştirilmesi gerekmektedir.
Abdullayeva (2018) tarafından yapılan bir araştırmada, üstün yetenekli çocukların sosyal zeka düzeylerinin, normal gelişim gösteren çocuklara göre anlamlı şekilde yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bu durum, üstün yetenekli çocukların sosyal ve duygusal zeka açısından potansiyel bir avantaja sahip olduklarını göstermektedir. Ancak, bu avantajın etkili bir şekilde değerlendirilmesi büyük ölçüde ebeveynlerin, öğretmenlerin ve çevresel faktörlerin etkili bir şekilde düzenlenmesine bağlıdır. Bu süreçlerin eşgüdümlü bir şekilde yürütülmesi, bireylerin hayatlarındaki başarı oranını artıracaktır.
Problem
Üstün yetenekli çocukların eğitiminde öğretmenlerin ve diğer profesyonel eğitimcilerin karşılaştıkları güçlükler nelerdir? Bu soruya yanıt arandığında, üstün yetenekli çocukların öğrenme süreçlerinde kendilerini sabote eden bir dizi otomatik düşünce, basmakalıp şema ve davranış örüntüsünün ortaya çıktığı görülmektedir. Fonseca (2014), üstün yetenekli çocuklarla yaptığı çalışmada, bu çocukların mükemmeliyetçi ve ayrıntıcı düşünce yapısına sahip olduklarını, yardım istemekten çekindiklerini ve ödevlerini ertelediklerini ifade etmiştir. Ayrıca, aptal durumuna düşmekten korktukları için soru sorma isteklerini bastırdıklarını ve kendilerine karşı aşırı beklentiler geliştirdiklerini belirtmiştir. Bu tür otomatik düşünceler, zamanla sorgusuz sualsiz kabul edilen inançlara dönüşmekte ve bireyin öğrenme süreçlerini baltalamaktadır.
Üstün yetenekli çocuklar, yaşıtlarından farklı algılama biçimlerine sahiptir. Örneğin, yaşıtları çizgi film izlemekten veya parka gitmekten keyif alırken, üstün yetenekli çocuklar daha farklı hobi ve faaliyetlerden hoşlanabilirler. Bu durum, onların kendilerini farklı hissetmelerine, akran baskısına maruz kalmalarına veya kendilerinin zorbalık yapmalarına neden olabilmektedir. Sosyal problem çözme becerileri doğuştan güçlü olsa da, ebeveynlerin hatalı yetiştirme stilleri, öğretmenlerin aşırı rekabetçi eğitim modelleri ve problemli çevre koşulları, bu çocukların potansiyellerini tam anlamıyla ortaya koymalarını engelleyebilir.
Araştırmanın Amacı ve Önemi
Bu araştırmanın amacı, üstün yetenekli çocukların sosyal ve duygusal zekalarının öğrenme süreçlerindeki etkilerini ve bu süreçlerde kendilerini sabote eden öğrenme davranışlarını incelemektir. Üstün yetenekli bireylerin genel popülasyona oranı düşük olsa da, bu bireyler insanlık tarihini değiştiren buluşlar ve inovasyonlar yaparak topluma yön vermektedir. Bu nedenle, üstün yetenekli bireylerin sosyal ve duygusal zekalarının geliştirilmesi, yalnızca bireysel değil, toplumsal açıdan da büyük bir öneme sahiptir.
Pozitif psikolojinin temel kavramlarından biri olan sosyal ve duygusal zeka, bireylerin sağlıklı ilişkiler kurabilme, empati geliştirebilme ve duygularını yönetebilme becerilerini ifade eder. Sosyal ve duygusal zekası yüksek olan bireyler, arkadaşlık ilişkilerinden keyif almakta ve diğer insanlarla sağlıklı iletişim kurabilmektedir. Ancak, üstün yetenekli bireyler, pozitif ve negatif iki uçlu durumları aynı anda yaşayabilmektedir. Bu bireylerin mutlu olabilmeleri, akademik, duygusal ve sosyal yetkinliklerini sağlıklı bir şekilde geliştirmelerine bağlıdır (Keyes, Shmotkin ve Ryff, 2002).
Sonuç ve Öneriler
Üstün yetenekli bireylerin sosyal ve duygusal zekaları, en az zihinsel zekaları kadar önemlidir. Sosyal ve duygusal zekayı görmezden gelerek yalnızca zihinsel zekaya odaklanmak, bireyin ve toplumun gelişimi açısından eksik bir yaklaşım olacaktır. Üstün yetenekli bireylerin mutluluk, yaşam doyumu, psikolojik dayanıklılık ve umut gibi pozitif psikoloji kavramlarıyla desteklenmesi gerekmektedir. Ayrıca, bu bireylerin akranlarıyla birlikte olmalarını sağlamak, farklı yeteneklerini keşfetmelerine yardımcı olmak ve topluma katkı sağlayacak bireyler olarak yetişmelerini teşvik etmek önemlidir.
Sonuç olarak, üstün yetenekli bireylerin sosyal ve duygusal zekalarının geliştirilmesi, yalnızca bireysel başarılarını artırmakla kalmayacak, aynı zamanda toplumsal fayda sağlayacaktır. Bu nedenle, eğitimciler, ebeveynler ve politika yapıcılar, üstün yetenekli bireylerin sosyal ve duygusal gelişimlerini destekleyecek programlar geliştirmelidir.
Kaynakça
- Abdullayeva, L. (2018). Üstün Zekalı Çocukların Normal Gelişim Gösteren Çocuklara Göre Sosyal Zeka Düzeylerinin İncelenmesi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Aydın Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
- Azboy, Z. U. (2020). Üstün Zekalı Çocuklarda Psikolojik Sağlamlık ve Sosyal Sermaye İlişkisi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Çağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mersin.
- Çamdeviren, Ş. (2014). Bilim ve Sanat Merkezine (BİLSEM) Devam Eden Üstün Yetenekli Çocukların Anne Babalarının Karşılaştıkları Güçlükler (Sakarya İli Örneği). Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Sakarya Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Sakarya.
- Fonseca, C. (2014). Üstün Zekalı Çocuklar için Başarının 101 Sırrı, (çev: Ali Dülger), Bilim Teknik Yayınevi, İstanbul.
- Keyes, C. L. M., Shmotkin, D., & Ryff, C. D. (2002). Optimizing Well-Being: The Empirical Encounter of Two Traditions. Journal of Personality and Social Psychology, 82(6), 1007–1023.
- Koçak, S. S. (2020). Üstün Yetenekli Çocukların Sosyal Duygusal Gelişimlerine Yönelik Geliştirilen Psiko-Eğitim Programının Etkisi. Yayımlanmamış Doktora Tezi. Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
- McCullough, G., Huebner, E. S., & Laughlin, J. E. (2000). Life Events, Self-Concept, and Adolescents' Positive Subjective Well-Being. Psychology in the Schools, 37(1), 1–10.
- Özcan, D., & Zaaroğlu, L. (2017). Determination of the Relationship Between Strategies of Decision-Making and Emotional Intelligence of Gifted Students. ENSAYOS, Facultad de Educación de Albacete, 32(2).
- Sak, U. (2014). Üstün Zekalılar. Ankara: Vize Yayıncılık.
- Tara, S., & Audrey, B. (2011). Farklı Olduğumu Biliyordum: Üstün Yeteneklileri Anlayabilmek. Ankara: Kök Yayıncılık.
- Tercan, H. (2018). Üstün Yetenekli Çocukların Etiketlenme Algıları ile Duygusal Zeka Yeterliliklerinin İncelenmesi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
#ÜstünZekalıÇocuklarİçinMentorluk
#ÜstünZekalılarİçinPsikolojikDanışma
Yazar: Mehmet Gök
Uzman Psikolojik Danışman
Eğer üstün zekalı bireyler veya çocuklar ile ilgili sorularınız varsa, bize yazabilirsiniz. Sorularınızı yanıtlamaktan memnuniyet duyarız.
iletişim:cizoakademi@gmail.com